Elektronik Veri Tabanı ve Fikri Mülkiyet
Son yıllarda yaşanan baş döndürücü teknolojik gelişmeler, hemen hemen hukukun her alanı içinde de etkiler yaratmaktadır. Fikri mülkiyet, teknolojik gelişmelerde merkezi bir rol oynamaktadır.
Bilginin geliştirilmesi, kullanılması, saklanması ve iletim şekli hukuk açısından önemlidir. Özellikle patent, telif hakkı ve ticari marka sırları gibi alanlarda sık sık problemlerle karşılaşılmakta ve bu problemleri çözmek için çeşitli hükümler düzenlenmektedir. Herkes kişisel verilerinin ve veri güvenliğinin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hüküm 2010 değişikliği ile anayasaya eklenmiş ve anayasa tarafından korunmaktadır. (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982)
Siber ortamdaki verilerin veya materyallerin belirli bir amaca yönelik olmak üzere özel bir plan ve hesap çerçevesinde sistematik olarak organize edilmesine veya belirli bir sıraya koyulmasına elektronik veri tabanı denir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m.6 uyarınca, elektronik veri tabanı işlenme eser olarak kabul edilmektedir. Diğer başka bir eserden istifade ederek vücuda getirilip kendisi müstakil olmayan ve hususiyeti taşıyan esere işlenme eser denir. Burada önemli olan unsur ana eseri bozmadan eklemeler yaparak yeni bir eser oluşturmaktır. Bir eserin işlenme eser olarak sayılabilmesi için;
- Verinin tekrardan işlenmesi,
- Bir emek sarf edilmesi,
- Belirli bir amaca yöneltilmesi,
- Sahibinin özelliğini göstermesi gerekir.
Burada eserin aslına bağlı kalması önemlidir; ancak yapılacak yeni katkılarla birlikte üreticinin de eser üzerinde bir payının bulunması gerekir. Ayrıca veri tabanında yapılan tasnifleme işlemine ilişkin bir program geliştirilmiş olsa bile yine telif hakkı söz konusudur.
Bilgisayar programını kısaca; bir amaç için geliştirilip ve yazılımsal olarak alt yapısının kaydedilmesinden sonra insanların kullanımına sunulan komutlar topluluğu şeklinde tanımlayabiliriz. Bilgisayar programları CD, flash disk veya taşınabilir veri depolayan bir aygıt üzerinde de bulunabilir. Örneğin bir bilgisayar programının CD üzerine kaydedilmesinde fiziksel ve fikri olmak üzere ikili bir ayrım söz konusudur. Çünkü program yazılırken çeşitli kodlar kullanılıp emek ve fikir ortaya konulmuştur. Burada hem maddi hem de fikri bir değer vardır. Bu fikri değerin korunması için mevzuatta birtakım hükümler düzenlenmiştir.
Bilgisayar programları fikri mülkiyete konu olduğundan dolayı bilişim hukukunu özel olarak ilgilendirir. Bilgisayar programlarının fikri mülkiyete konu olabilmesi için temel olarak üç tane unsurunun bulunması gerekir.
- İlk olarak kanunda belirtilen eser kategorilerinden birine girmesi,
- İkinci olarak sahibinin özelliğini göstermesi,
- Son olarak da bilgisayar programlarının bağımsız, yaratıcı bir fikir çalışması veya orijinal bir ürün olması gerekir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri, işlenmeler ve derlemeler, alenileşmiş ve yayımlanmış eserler kategorilerinden oluşmaktadır. Fikri mülkiyete bu kategoriler konu oluşturur. Bilgisayar programları ilim ve edebiyat eserleri kapsamında değerlendirilir.
Bilgisayar programının eser niteliğine sahip olabilmesi için;
- Bilgisayar programının birbirinden ayrılabilen ve gözlemlenebilen bir ara yüzü olmalıdır.
- Program akışı bulunmalıdır.
- Belirli bir algoritması olmalıdır.
- Kaynak kodları içermesi gereklidir.
Burada belirtilen her bir madde ayrı ayrı telif hakkına konu olabilir. Ancak doktrine göre algoritmalar fikri mülkiyete konu olamaz. Çünkü bilgisayar programları açık kod olarak kabul edilir ve algoritmalarına herkes erişebilir. Algoritmalar telif eseri olarak kabul edilmez; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaz. Ancak bilgisayar kodları açık kod olarak kullanılmazsa fikri mülkiyete konu olabilir.
Bilgisayar kaynak kodları ve program hazırlık tasarımları da fikri mülkiyete konu olabilir; ayrıca ilim ve edebiyat eserleri kapsamına girebilir. Örneğin bir bilgisayar programının kodları yazıldıktan sonra bir başkası bu kodları kullanarak; üstüne yeni kodlar ekleyip programı tamamlarsa bu durumun fikri mülkiyet kapsamında olup olmadığının incelenmesi gerekir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre bu kriter işlenme eserdir. İşlenme eser ise bir esere sadık kalmak suretiyle eserin başka bir şekle dönüştürülmüş halidir. Sonuç olarak yukarıda belirttiğimiz örnek, işlenme eser kapsamındadır. Asıl eser sahibinin rızası olmadan işlenme eser bağımsız niteliğe sahip değildir. Fikri mülkiyete konu olur. Açık kod değilse, izin alınması ve telif hakkının ödenmesi gerekir.
Kaynaklar
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5846&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=3, Erişim Tarihi: 12.01.2021.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5, Erişim Tarihi: 12.01.2021.